"Deadline bugün biliyorsun, nasıl hala elinde bir şeyin olmaz anlamıyorum. Üç gündür biz neyin toplantısını yapıyoruz? Müşteriye diyeceğiz Mehmet?
"Merih Bey siz hiç merak et..."
"Mehmet neyi merak etmeyeceğim Allah'ını seversen, dalga mı geçiyorsun benimle? Öğleden sonra tam üçte Sabri Beylerle online meeting var ve sen de katılıyorsun anladın mı? Ya sunacak bir şeylerin olur ya da gelip kendin anlatırsın neden internetten satışa başlayamayacaklarını"
"Merih Be..."
26Please respect copyright.PENANA1CFLE3WdWL
ÇAT diye kapıyı kapatıp çıktı Mehmet'in patronu, sözlerini bitirmesine fırsat vermeden.
26Please respect copyright.PENANAAGCDk8tuzH
Zaten iş aşkıyla yanıp tutuşan biri olmasa da, bu gibi zamanlarda işten ve çalışmaktan daha da bir soğuyor, neredeyse her konuştuğu insan gibi o da Ege'de sessiz bir sayfiye mekanında yaşama hayallerine daha da bir dalıyordu. Bir an kendini 'Esaretin Bedeli' filmindeki 'Andy Dufresne' gibi hayal etti. Onun hapishaneden kaçtığı gibi, kendini de ofisten kaçarken hayal etti. Hayal ederken komiğine gitti, dudakları kıvrılıp gülme pozisyonu aldı. Sonra bir anda kendini toparlayıp etrafına bakındı kimse ona bakıyor mu diye ama herkes harıl harıl çalışıyordu, onunla ilgilenen kimse yoktu.
26Please respect copyright.PENANA0AXT2vOMUt
Kendisine çok uzun gelen birkaç saatin ardından işlerini toparlayabilmiş ve patronunun gazabını en azından bir gün daha erteleyebilmişti. Artık kendini ödüllendirebilirdi. Ofisin mutfağına yöneldi. "Merhaba Serap Hanım", "Merhaba Hakkı Bey", "Can n'aber?". En sonunda mutfağa gelebilmişti. Filtre kahve makinasında her zamanki gibi kahve bulamamıştı, o da kendine hızlı bir granül kahve yaptı. Tam olarak aklındaki ödüle yakın olmasa da elindekiyle idare etmek zorundaydı. 'Bari zor günler için sakladığım çikolatayı yiyeyim' diye düşündü, bu şekilde belki enerjisini biraz daha yükseltebilirdi. Su ısıtıcısının düğmesine bastı, o arada sanki a4 kağıttan yapılma gibi duran ve her defasında akıtan karton bardaklardan bir tane alıp içine granül kahve, krema ve şekerden alabildiğine koydu. Sanki patronunun ona kurduğu baskının hıncını bu şekilde alıyordu. Suyu doldurup kahvesini iyice karıştırdı. Açık kahverengi bir renge dönüştü. Kahve renginden çok, suyla açılmış sıcak su içiyormuş gibi duruyordu. Kahve bardağını eline almak için uzandığında sabahki hengame aklına geldi. Yatak odasının tavanında gördüğü o karaltı, yok yok hatta o delik, de neyin nesiydi. Evet şimdi yeniden hatırlamıştı. Tam onu inceleyecekken Nadir Bey'in kapıyı çalması, polislerin gelmesi ve aşağı inince kimseciklerin olmaması. Yoğun çalışma temposundan aklından uçup gitmişti. Neydi o öyle hakikaten, çok ilginç değil miydi? Eve gidince hemen kontrol edecekti.
26Please respect copyright.PENANARZAfvtKLNc
Ofis küçük bir daireydi ve ona oranla bir balkonu vardı. Sabahtan beri dışarı çıkmamıştı, biraz hava almak iyi gelir diye düşünmüştü ama kahvesini sıcak yaz güneşinin on saattir ısıttığı balkonda içmek pek de iyi bir fikir gibi görünmemişti şu an ona.
26Please respect copyright.PENANAW8RlmSE2kH
Mesai saatinin geriye kalan kısmını daha ziyade, aylaklık yaparak ve 'bitse de gitsek' modunda bitirdi. Yine bir günü daha devirmişti, işten çıkış saati gelmişti ama patron hala ofisindeydi ve camekandan 'Sauron'un Gözü' gibi ofisin her noktasını görüyordu. Mehmet patronunun zayıf karnını biliyordu, Esra! Esra şirketin sekreteriydi ve ilginç bir biçimde patronun Esra'ya olan ilgisini sezmişti ve bu gibi zamanlarda, onun da kendisine olan ilgisinden yararlanarak kendi çıkarları uğruna kullanıyordu. İşe geç kalacağı zaman arayıp, patron sorarsa bir yerlerde olduğunu söylemesini istiyor ya da biraz sonra yapacağı gibi, işten çıkmak için patronun çıkmasını beklemeden onu patronun odasına gönderip ilgi dağıtmasını rica ediyordu.
26Please respect copyright.PENANAcArWQOrbBe
Sabahki ilginç olaylar silsilesi ve yoğun mesai gününün ardında bu akşam Usta'sını bulma oyununu oynamaya enerjisi kalmamıştı. Dosdoğru arabasına binip evin yolunu tuttu.
26Please respect copyright.PENANACHzTK5Y8tw
Her zamanki İstanbul trafiğini atlatarak evine dönmeyi başabilmişti. Hızlı hareketlerle arabasından çıkarak evine yöneldi, daire kapısına geldi, tam kapıyı açacaktı ki, daha önce Nadir Bey'e uğrayıp yatak odasındaki karaltı mıdır delik midir her neyse onu bir sormak istedi. Bir üst katın merdivenlerini çıktı, kapının önünde durdurduğu sırada biraz kulak kabarttı ancak tam o esnada kapı dürbününde sanki bir hareket görür gibi oldu. Çok daha fazlayıp şüphe yaratmamak için zile bastı, zil çalmadı. 'Belki zilin düğmesi zor basıyordur' diye düşünüp daha güçlü bastırdı düğmeye ama zil yine çalmadı. Kapının tokmağına vuracaktı ki kapı açıldı. Mehmet bir an ufak bir şok yaşadı, kapının açılması beklemiyordu.
"Nadir Bey iyi akşamlar nasılsınız?"
"İyiyim evladım sen nasılsın?" derken Nadir Bey dairesinden dışarı çıkıyor ve evinin önündeki ayakkabılıktan ayakkabığın kapılarını açıyordu.
"Ee Nadir Bey. Bir şey soracaktım." Mehmet konuşurken bir yandan da komşusunu izliyor ve dışarı çıkacağını kestirmiş olacak ki, söylemeyi planladığı sözleri söylerken istemsizce duraksamaya başlamıştı.
"Nadir Bey amcacığım, benim yatak... Nadir Bey bir yere mi gidiyorsunuz?"
"Mehmetciğim kusura bakma seninle ilgilenemedim bir akrabam vefat etmiş, acilen Ankara'ya gitmem gerekiyor, yarına dönerim."
"Şey... Ee, benim..." Mehmet ne diyeceğini bilemez halde kekelemeye başlamıştı. Böyle bir anda kendi durumundan bahsetmenin hoş olmayacağına karar verdi.
"Allah rahmet etsin. Yapabileceğim bir şey var mı?
"Yok yavrum sağol." Derken, bir yandan da siyah deri ayakkabılarının bağcıklarını bağlıyordu.
Mehmet'in komşusu eğildiği yerden zorlanarak kalktı. Merdivenlerden inerken "Allahaısmarladık" dedi.
26Please respect copyright.PENANADIYlSHJINu
"Bu iki oldu." dedi Mehmet düşünceli bir biçimde. "İkidir şu tavadanki şeyi sormaya geliyorum, ikisinde de bir şey oluyor " diye ekledi.
26Please respect copyright.PENANALli3KE3ucj
Yavaş adımlarla alt kata, kendi evine indi. Yabancı bir dili bağırarak konuşunca sanki karşı tarafın daha iyi anlayacağı gibi, o da gözlerini kısarak düşündüğünde olayları çözebileceğini sanarak evine girdi.
26Please respect copyright.PENANAuI6GrlgLYL
26Please respect copyright.PENANAlBYHeBhsmN