Gözlerin, karanlığı derinlemesine aramakta, öyle değil mi? Hafifçe titreyen narin parmaklarınla bu kanlı sayfaları çevirmen, karanlıkta kaybolmanın cazibesine kapılmana neden olmuş olabilir. Gözlerindeki derinliklerdeki ışıltıyı hissedebiliyorum. Ancak bu ince, çelimsiz parmakları bu kanlı sayfalara dayamadan önce, düşünmelisin.
Belki de bu dünyanın kapılarından geçip, gözlerini bilinmeyenin karanlığına açmak istiyorsun, başka bir dünyada soluklanmak istiyorsun. Ya da belki de tanrıların bile korktuğu, savaşların destansı dansını izlemek istiyorsun. Sonsuz şiddetin ve iyi ile kötü arasındaki mücadelenin kan gölüne dönüştüğü bu denizde yelken açmayı hayal ediyorsun. Dikkatli olmalısın, bu karanlık sular seni kolayca yutabilir.
Hatırlaman gereken bir şey var, bu yolculuk bedel gerektirir. Cesaretini topla ve bizimle kahramanlığa doğru adım at. Kan ve intikamın kesiştiği bu yolda, acıyı kucaklamak zorundasın. Şu an bile kan kokusu burnuna dolmuş olmalı. Belki de son kez kahkahaların tadını çıkarıyorsun.
Karanlığın zifiri koynuna kendini bırakmaya hazır mısın? Elbette, dönüş yolun her zaman açık, ama bu yol bir kahraman için bir kaçış değildir. Kahramanlığın eşiğinde tereddüt mü ediyorsun? Şimdi, sefil gözlerin karanlıktan titriyor, parmakların hala çekingen. İçini yılan gibi saran, doyumsuz korku, geri dönmeyi düşünmeni sağlayabilir. Bu kanlı sayfaları sadece soğuk çelikten cesur yürekler yazabilir.
Korkaklığa gözlerini kapatmalısın. Gözlerin titriyor, değil mi? Her adımda gölgeler daha da yaklaşıyor hissediyorsun. Zaman, okuyucunun lehine işlemiyor. Karanlığın sınırları her an biraz daha genişliyor. Artık kararını vermenin zamanı geldi. Eline aldığın kılıcı kana bulamaya hazır olmalısın. Bu kanlı sayfaları çevirmeye ve bu karanlık dünyayı merhametsizce sarsmaya hazır mısın?