“Aaaaah. Heeey. Kimse yok mu?”
38Please respect copyright.PENANAkM2PRt4T5x
Konuşurken boğazı acımıştı. Boğazı kupkuruydu.
Neredeydi, ne kadar zaman geçmişti Hiçbir şey anlamıyordu, bu olanları beyninde mantıklı bir yere yerleştiremiyordu.
38Please respect copyright.PENANArtIGtbIUPq
Bir süre sonra daha da kendine gelince doğrulmak istedi ancak o da nesiydi? Elleri ve ayakları da yatağa bağlıydı!
38Please respect copyright.PENANAFb4nFmlqKa
“Heeey. Ulan kimse yok mu, neresi lan burası?”
“Allah’ım nereye düştüm ben? Ben ne yaptım da bunlar başıma geldi?
38Please respect copyright.PENANAQv0dVkVntR
Metin bulunduğu durumun halen gerçek mi rüya mı olduğuna kanaat getirememişti. Böyle bir durumda olmasının hiçbir şekilde mantıklı açıklaması kendine yapamıyordu. Daha da ötesi böyle bir duruma düşecek herhangi bir konumda da değildi. Kendince en son hatırladıklarını düşünmeye çalışarak neler olduğunu kavramaya çalışıyor, bir yandan da sürekli el ve ayaklarındaki prangaları çekiştirerek kurtulmaya çalışıyordu.
38Please respect copyright.PENANAmwuEWXmiZi
“Sabah kalktım. Evden çıkıp metrobüse yürüdüm. Değil mi ? Evet yürüdüm, bunu hatırlıyorum. Daha sonra uykusuzluktan gözlerim kapanır gibi oldu. Evet, gece uykumu tam alamadım. Sonra metrobüs geldi. Ama bir saniye, boş metrobüs geldi ve içinde kimse yoktu. Evet, evet. Tabi ya. Ulan ne büyük bir oyunun içine düştüm ben, ne biçim insanlar bunlar böyle, metrobüsle adam kaçırıyorlar?”
“Nasıl bi teşkilatsınız lan siz?” diye avazı çıktığı kadar bağırıp öksürük krizine tutuldu Metin ve daha sonrasında bir süre enerjisini ve asında daha çok da kafasını toplamak için hareketsiz durdu.
38Please respect copyright.PENANAJYti7uxw7J
Birkaç dakika geçmişti ki sağ tarafından bir şıkırtı sesi işitti. Kafasını korkuyla aniden o tarafa doğru çevirdiğinde o zamana kadar orada bir kapı olduğunun farkına varmamıştı. Oda bembeyaz olduğu için detayları görmemişti.
38Please respect copyright.PENANAgsCz4hAvPd
Kapı açıldı, oda ve kendisi gibi bembeyaz kıyafetler içinde birisi içeri girdi, elinde bir tepsi ve içerisinde yiyecekler vardı. Gelen kişi bir erkekti. Yaklaştıkça yüzü daha belirginleşti. Onu tanıyordu. Tam ağzını açıp sesleneceği sırada gelen kişi kaş göz hareketleri ile karşısındaki duvarı işaret etti. Bir an durup karşı duvara baktı. Karşısındaki duvarın köşesinde bir kamera onu izliyordu. Kamera da beyazdı. İyiden iyiye bu tezgahın düzenine şaşırmıştı. Her şey çok iyi planlanmıştı. Adam yaklaşıp tepsiyi önüne bırakırken kulağına doğru sessizce, “Metin ne derlerse kabul et, bu adamlar çok ciddi.” dedi.
38Please respect copyright.PENANAkOfpPBbk1A
Metin şoktaydı. Adam tepsiyi bırakıp giderken hiçbir şey söyleyememiş, hareketsizce onun kapıdan geri çıkmasını izlemişti. Şimdi önünde tepsi, elleri ve ayakları bağlı bir şekilde duruyordu. Yiyecekleri görünce bir an ne kadar acıktığını fark etti. İstemsizce yiyeceklere doğru uzandı ancak elleri bağlı olduğu için tepsiye erişemedi.
38Please respect copyright.PENANAhwO66LbF7a
Adamın söyledikleri, kaçırılması, bu yer, yatakta bağlı olması… Hiçbir şey kafasında oturmuyordu. Hiçbir şeye anlam veremedi.
38Please respect copyright.PENANAILknb1TiMS
Metin halen şok halinde sessiz ve hareketsiz beklerken kapıda yeniden sesler duyuldu. Kafasını o tarafa çevirdi. Kapı yeniden açıldı ve bu sefer iki kişi içeri girdi. Biri beyaz, diğeri ise odaya ve kendi kıyafetlerine tam bir zıtlık oluşturacak kadar siyah giyinmiş başka biri.
38Please respect copyright.PENANALhohglUPfn
İkisi de Metin’in tam karşısında yan yana ayakta duruyorlardı. Beyazlı yiyecekleri getiren çalıştığı firmanın güvenliği Sadık’tı. Yanındaki kişiyi tanımıyordu. Sadık’ın tersine siyahlı adamın hareketleri oldukça rahat görünüyordu ve çok geçmeden konuşmaya başladı.
ns 15.158.61.19da2