“Metin Bey merhaba, sizinle bu şartlar altında tanışmış ol…”
Metin bağırarak adamın sözünü kesti “niye kaçırdınız lan beni? hayvan mıyım lan ben, ne yaptım ben size? neyimi kaçırıyorsunuz ulan siz benim? neyim var da neyimi kaçırıyorsunuz? metrobüsle adam mı kaçırılır ulan şerefsizler ha…” Metin, boğazının kuruluğundan dolayı daha fazla konuşamadı.
“Metin Bey, şu suyu bir için ilk önce” Siyahlı adam tepsisindeki suyu Metinin ağzına götürüp içmesini sağladı.
“Şimdi. Madem ki bu durumda olmak hoşunuza gitmedi, o halde kısa kesip sadede geliyorum.”
Siyahlı adam Metin’e doğru yaklaşmaya başladı. Her adımında, Metin’in kafasına, hatta beynine basıyormuş gibi hissediyordu. Stresten başı dönmeye başlamış, korkudan da neredeyse titreyecek duruma gelmşti.
Yatağın altından hızlı bir hareketle bir tabure çıkarıp yatağın başucuna oturdu.
“Metin Bey.”
Metin artık eski cesaretinden uzak bir hale bürünmüştü. “Buyurun.”
“Metin Bey duydum ki çok güzel bir firmada çalışmaya başlamışsınız.”
“E.. Evet.”
“Gelin sizinle bir anlaşma yapalım ister misiniz?”
“Ya.. Yapalım” Metin’in kafası yerine geldikçe, bulunduğu pozisyonu idrak ettikçe korkusu da artıyordu.
“Benim patronlarımın bir isteği var.” Siyahlı adam cüssesinden beklenmedik bir serilikle oturduğu tabureden kalkarak devam etti.
“Bana sizi buraya getirmemi ve sizden bir ricada bulunmamı istediler.”
“E.. Evet bulunun.” Diyebildi sadece Metin. Korkudan ya da yaşadıklarından dolayı titremeye başlamıştı.
“Metin Bey şimdi diyorum ki biz sizi bugün burada güzelce ağırlayalım, sonra akşam evinize kadar eşlik edelim.
“Hı hı.”
“Ondan sonra siz yarın her zamanki gibi sabahtan kalkıp Brute firmasındaki o güzel işinize gidin.”
Adam konuşurken Metin’in gözleri hemen arkada sessizce bekleyen Sadık’a takıldı. Sadık da siyahlı adamın arkasında beklerken neredeyse Metin kadar korkmuş gözüküyordu. Adamın Metin’e olan teklifini dinlerken bir yandan da neredeyse ağlamaklı gözlerle Metin’e kabul etmesi yönünde kafasını sallıyor, onaylamasını istiyordu. Metin içinden Sadık’ın aynı durumlardan geçtiğini ve büyük ihtimalle kabul etmek zorunda kaldığını düşündü.
7Please respect copyright.PENANAxdEdptD41j
“Metin Bey biz sizin adınıza bugün doktordan raporunuzu doldurup firmanıza gönderdik. Bugün sizi kimse aramayacak merak etmeyin. Ancak sizden istediğimiz şey, yarın işe gittiğinizde başlayacak.”
“Yarın işe gittiğinde, yeni müşterinin sunucularına erişip bizim için bir arka kapı yapacaksın ve biz istediğimiz zaman o firmaya erişebilelim.” Adamın tonu sertleşmeye başlamıştı.
“A ama ben böyle bir şe…”
“Metin rica kelimesini nezaket icabı söylediğimi belirtmeme gerek yok herhalde. Sana ne dersek onu yapacaksın yoksa değil Brute’de dünya üzerinde hiçbir firmada çalışamayacağını garanti edebiliriz. Hatta -çalışamayacağını-.” Siyahlı adam son sözlerini söylerken tabureyi eline almış, son kelimesi ile birlikte taburenin bir bacağını kırarak Metin’e gözdağı vermek istemişti.
7Please respect copyright.PENANA3ufTHpht90
Siyahlı adam odadan çıkarken Sadık geride kalmıştı ve hızlıca Metin’in yanına giderek, kısık ve hızlı hızlı konuşarak; “Metin ne derlerse yap bu adamlar bizi öldürecek, ben kabul ettim beni bırakacaklarını söylediler sen de kabul et lütfen çıkalım buradan.” dedi. Siyahlı adam kapının hemen dışından odaya doğru seslenerek “Sadıkcığım sen gel istersen Metin’i düşünmesi için yalnız bırakalım.”
7Please respect copyright.PENANAAZ73OZc0EJ
Kapı kuvvetlice kapandı.
7Please respect copyright.PENANANOJ4MpAZRA
Metin tek başına odada kaldı. Elleri ayakları bağlı, önünde yemek tepsisi ancak çok daha önemlisi, siyahlı adamın Metin’in kafasında pimini çekip bıraktığı el bombası gibi sözüm ona ‘rica ettikleri şey’.
7Please respect copyright.PENANAPQX64VbpVN
Düşündü, düşündü. Öylesine derin, öylesine çok düşündü ki bir türlü işin içinden çıkamadı.
Kapıda yeniden sesler duyduğunda ne kadar uzun zamandır düşündüğünü anlayamadı, belki de saatlerdir düşünüyordu.
“Cevabını almaya geldim”. Dedi yine siyahlı adam. Bu sefer bir fark vardı ancak. Belinde bir tabanca vardı.
Metin tabancayı gördüğünde zaten gerilmiş olan sinirleri daha da gerilmiş, titremesi iki kat artmıştı. Vücudunun kontrolünü yitirmekten korkmaya başladı, bayılır gibi oldu ama kendini tuttu, gözleri karardı. Her saniye başka bir şey oluyordu Metin’in vücudunda, amiyane tabiriyle Metin altına yapmak üzereydi.
7Please respect copyright.PENANAUebfyHSmfK
“Evet Metin, cevabın nedir. Bu arada patronlarım bugün iyi günlerindeler, bu iş için sana bir ödeme de yapacaklar. Yani kısaca senin için toparlayayım; yarın hiçbir şey olmamış gibi işine gidiyorsun, yeni müşterinin sunucusuna bizim için bir arka kapı yerleştiriyorsun ve bilgileri bize veriyorsun, ertesi gün hesabında 1 milyon lirayı görüyorsun ve seninle yollarımızı ayırıyoruz bir daha görüşmüyoruz. Ne dersin, bence çok güzel bir fikir?”
“P pardon adınız neydi?”
“Adımın önemi yok. Cevabını söyle fazla vaktimiz kalmadı.” derken bir elini tabacasının üzerine koydu.”
“Tamam. Ben ne istediğinizi anladım.” Metin kesik kesik konuşuyordu.
“Ama bu istediğiniz şey çok yanlış. Bu çalıştığım firmaya ihanet olur. Ekmek yediğim yere böyle bir şeyi nasıl yaparım. Hem böyle bir suçun duyulmaması, ortaya çıkmaması çok düşük bir ihtimal. Ben işimi seviyorum ve burada uzun süre çalışmak istiyorum.” ded Metin. sözlerinin sonuna doğru ağlamaklı olmuştu. Sinir boşalması mı, korku yoksa duygusallık mı kendisi de tam olarak anlamamıştı.
“Seni anlıyorum.” Dedi siyahlı adam.
“Şimdi bu odadan son kez çıkıyorum. Çişimi yapıp gelene kadar düşünme vaktin var. Sonrasında kararını vermiş ol yoksa ben senin yerine karar verip gerekeni yapacağım.” Derken elini yine tabancaya attı.
7Please respect copyright.PENANAiWzwovQi1G
Metin artık nasıl bir durumda olduğunu çok iyi farkındaydı ancak honca yıldır hayalini kurduğu şeyin yıkılmasıyla karşı karşıyaydı. Bunları düşünürken yine gözleri doldu, boğazı düğümlendi ama bakışları bu sefer kararlıydı.
Kapı yeniden açıldı.
“Hayır!” dedi yüksek ve kendinden emin bir sesle.
Siyahlı adam bir yanıt vermeden bekledi. Metin’in devam edeceğini biliyordu.
“Hayır, istediğinizi yapmayacağım! Ben bunu kendime yediremem ve ayrıca doğduğumdan beri hayal ettiğim işi yapıyorum, sizin tehditlerinize paranıza da karnım yok.” Bu sözleri söyledikten sonra kendisi bile böylesine kendinden emin konuştuğuna şaşırdı. Açıkçası, blöf yaptıklarını, kendisinin de onlara blöf yapması gerektiğini düşünerek çıktığı yolun sonucunda böylesi bir çıkışla sözünü tamamlamasına şaşırmıştı. Ne var ki karşındakinden aldığı tepki hiç de hoşuna gitmemişti. Siyahlı adam neredeyse mutlu denilebilecek kadar gülümsemeye başlamıştı ve ayrıca tabancasını da kılıfından çıkarmıştı.
ns 15.158.61.8da2